- araya girmek
- to interfere, to intervene, to meddle, to step in, to interpose
İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.
İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.
araya girmek — 1) iki kişinin arasındaki bir işe karışmak 2) iki kişiyi uzlaştırmaya çalışmak 3) bir iş yapılırken ona engel olacak başka bir şey çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
devreye girmek — ilgilenmek, karışmak, araya girmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
araya soğukluk girmek — dostluk bağı gevşemek Hiç cevap vermedi, ağlamaya başladı ama aramıza soğukluk girdi. R. Erduran … Çağatay Osmanlı Sözlük
gerdeğe girmek — gelinle damat düğün gecesi bir araya gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ara — is. 1) İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, açıklık, aralık, boşluk, mesafe 2) İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla 3) Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi Öğrenciyle öğretmenin arasının daima iyi … Çağatay Osmanlı Sözlük
karışmak — e 1) İki veya ikiden çok şey bir araya gelip birbirinin içinde dağılmak, birbirinin içine girmek Araba sallana sallana içim bağrım birbirine karıştı. H. R. Gürpınar 2) Düzensiz, dağınık olmak Yanıma her tarafı titreyerek sapsarı, sakal bıyığa… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sokuşmak — e 1) Dar bir yere sokulmak 2) Usulcacık araya girmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
müdahale etmek — karışmak, araya girmek, el atmak Katiyen, müzakereye müdahale etmeyeceğimi ve hiçbir söz söylemek niyetinde olmadığımı ... bildirdim. Atatürk … Çağatay Osmanlı Sözlük
lafını kesmek — birinin sözünü bitirmesine fırsat vermeden araya girmek Vedia yine feylesofun lafını kesti. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
TAVASSUT — Ara bulma için araya girmek. Aracılık. Vasıtalık. * İyi ile kötü arasında mu tedil olanını almak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük